Gerçek bir felaketten uyarlanan bu film, izlerken seni koltuğa çiviliyor. Olaylar, bir dağ kasabasında başlıyor: Her sabah çocukları okula götüren, kendi hâlinde bir otobüs şoförü… Ama bir gün, dağların arasında çıkan büyük bir yangın her şeyi değiştiriyor.
Adamımız (Matthew abimiz 😎), bir anda kendini alevlerin ortasında buluyor. Ne kaçabiliyor ne de pes edebiliyor. Hem çocukları hem de kendini kurtarmak için verdiği mücadele tam anlamıyla “insan sınırlarını zorlayan” cinsten.
Matthew’un performansı efsane! Interstellar’daki o duygusal haliyle tanıdığımız oyuncu, burada da gözlerimizi dolduruyor. Film yer yer dramatik olsa da, gerilimi ve hayatta kalma temposu tam kıvamında. Ne sıkıyor, ne de abartıyor.
Kısacası: “Kayıp Otobüs” sade ama güçlü bir film. İzlerken hem tüylerin diken diken oluyor hem de “ben olsam ne yapardım?” sorusunu sormadan edemiyorsun.
🔥 Ben izledim, sevdim. Şimdi sıra sende — hadi aç filmi, ışıkları kapat, tadını çıkar!

Yorumlar
Yorum Gönder