Korku sinemasında çığır açan “28 Gün Sonra” ve “28 Hafta Sonra”nın ardından Danny Boyle yeniden direksiyona geçiyor ve karşımıza “28 Yıl Sonra” ile çıkıyor. Bu sefer hikâye hem çok daha derin, hem de ürkütücü biçimde insani. Virüs hâlâ orada, ama bu kez insanlar çok daha tehlikeli.
🧠 Konu:
Yıl 2002... Televizyonda Teletabiler oynarken, küçük Jimmy Crystal’ın dünyası bir anda cehenneme dönüyor. Ailesi Öfke virüsüyle enfekte oluyor ve küçük Jimmy İskoç Yaylaları’ndaki evinden kaçmak zorunda kalıyor. Papaz olan babasına sığındığında, adamın virüsü bir “ilahi ceza” ve “kıyamet habercisi” olarak yorumladığını görüyor. Babası oğluna bir haç kolye veriyor — bu sembol, yıllar sonra film boyunca tekrar karşımıza çıkacak.
Aradan 28 yıl geçiyor.
Virüs artık Avrupa’dan silinmiş olsa da Britanya Adaları hâlâ karantinada, adeta yaşayan bir mezar.
Hayatta kalan az sayıda insan, gelgitlerle çevrili bir adada, Lindisfarne’da medeniyetin kırıntılarını yaşatmaya çalışıyor.
Burada yaşayanlardan biri de eski çöp toplayıcısı Jamie, hasta karısı Isla ve 12 yaşındaki oğulları Spike.
Jamie ve Spike, erkekliğe geçiş töreni gibi bir av seremonisi için karantinadaki ana karaya geçiyorlar. Ancak orada beklenmedik bir şeyle karşılaşıyorlar:
Yeni bir tür enfekte.
Daha hızlı, daha zeki, daha organize...
Liderleri “Alfa” adıyla anılıyor ve eski filmlerdeki zombilerden çok daha bilinçli bir şiddete sahip.
Bir dizi kanlı olay sonrası Spike ve Jamie’nin yolları ayrılıyor.
Spike, hasta annesi Isla’yı kurtarmak için adadan kaçıyor.
Bu kaçış sırasında bir NATO devriyesiyle karşılaşıyorlar; bir denizci (Erik Sundqvist) onları kurtarıyor ama olaylar iyice karanlıklaşıyor.
Isla bir enfekte kadının doğumuna tanık oluyor — evet, doğum — ve enfekte olmayan bir bebek dünyaya geliyor.
Bu sahne, serinin en rahatsız edici ama bir o kadar da sembolik anlarından biri.
“Yaşam, ölümün içinden bile doğabilir” mesajı, Danny Boyle’un dini alt metinlerine de dokunuyor.
Sonrasında sahneye Dr. Ian Kelson çıkıyor.
Kelson, virüsün insanlığın sonunu değil, dönüşümünü temsil ettiğine inanan bir bilim insanı.
Alfa’yı “Samson” adıyla yakalıyor, kemiklerden yapılmış bir anıt kuruyor ve Spike’a şu felsefi cümleyi bırakıyor:
“Memento mori – ölümü hatırla. Ama aynı zamanda memento amoris – sevmen gerektiğini de hatırla.”
Filmin finalinde Spike, yaşadıklarının yüküyle adaya dönüyor.
Bebek hayatta kalıyor, adı Isla konuluyor.
Ve 28 gün sonra, tıpkı ilk filmdeki gibi, yepyeni bir döngü başlıyor...
Artık karşımızda virüsün değil, inancın ve deliliğin evrim geçirdiği bir dünya var.
🎥 Neden İzlemelisin?
“28 Yıl Sonra”, sadece bir korku filmi değil.
Bu, medeniyetin çürüyen vicdanını anlatan bir hikâye.
Danny Boyle’un kamerası her zamanki gibi kaotik ama matematiksel derecede kontrollü.
Anthony Dod Mantle’ın görüntü yönetimiyle yağmurlu, sisli Britanya toprakları bu kez bir karakter gibi karşımıza çıkıyor.
Gerilim, mistisizm, delilik ve baba-oğul ilişkisi iç içe geçiyor.
📅 Gösterim Tarihi: 20 Haziran 2025 (ABD)
🎬 Yönetmen: Danny Boyle
✍️ Senaryo: Alex Garland
🎥 Sinematografi: Anthony Dod Mantle
✂️ Kurgu: Jon Harris
🏠 Dağıtımcı: Sony Pictures Releasing
Anahtar kelimeler:
bugün ne izlesem, hangi filmi izlesem, film tavsiyeleri, film önerileri, 28 yıl sonra, 28 years later, Danny Boyle, Alex Garland, zombi filmi, kıyamet sonrası, hayatta kalma, virüs filmi, bilim kurgu korku, 2025 filmleri.

Yorumlar
Yorum Gönder