(film önerileri / bugün ne izlesem / hangi filmi izlesem / film tavsiyeleri)
Bazı filmler vardır, bitince değil — bittikten çok sonra seni çarpar.
İşte Memento, tam olarak o türden bir film.
Christopher Nolan’ın sinema dünyasına “zaman” kavramını başka bir boyutta tanıttığı, zekâ dolu bir labirent.
Bir rock albümünün introsu gibi başlar, sonra yavaş yavaş tempo yükselir, kafanı karıştırır ama asla bırakmaz.
🎬 Konuya Gelmeden Önce...
Hepimizin ağzından en az bir kez çıkan o cümle:
“Keşke hafızam silinse de yeniden izleyebilsem.”
İşte bu cümlenin vücut bulmuş hali: Memento.
Film, karısı öldürülen bir sigorta müfettişi olan Leonard Shelby’nin hikayesini anlatıyor.
Klasik bir intikam hikayesi gibi görünse de işin aslı çok daha çarpık.
Çünkü Leonard’ın hafızası — bozuk.
Yeni hiçbir şeyi hatırlayamıyor.
Bu yüzden her ayrıntıyı fotoğraflarla, dövmelerle, notlarla kayıt altına alıyor.
Kısacası adamın bedeni, kendi kara kutusu.
🧠 Zamanla Oynamak: Nolan’ın Sahne Arkası Deliği
Nolan bu filmde zamanı ikiye bölüyor:
-
Siyah-beyaz sahnelerde geçmişten bugüne ilerliyoruz.
-
Renkli sahnelerde ise sondan başa gidiyoruz.
Yani film, zamanın ters akışında yaşanan bir hafıza krizi.
Normalde “sonra ne olacak?” diye izlersin ya…
Burada “önce ne olmuştu?” diye soruyorsun.
Zihin yanıyor, ritim bozulmuyor, tempo hiç düşmüyor.
Rock konserindeki gibi: her riff bir öncekinin yankısı.
🔥 Karakterin Kaosu
Leonard, çevresindeki herkes tarafından manipüle ediliyor.
Her biri — özellikle Teddy ve Natalie — kendi çıkarı için adamı yönlendiriyor.
Ama Leonard, hatırlayamasa da “inanmak istediklerini” kendine yazıyor.
Gerçeği değil, kendi gerçekliğini yaratıyor.
“Anılar seni kandırır. Fotoğraflar yalan söylemez.”
diyor ama film ilerledikçe biz şunu fark ediyoruz:
Bazen en büyük yalan, inanmak istediklerin olur.
🩸 Gerçeğin Acı Tatlı Finali
Filmin başında gördüğün cinayet sahnesi, aslında sonun başlangıcı.
Nolan öyle bir yapı kurmuş ki, izledikçe sahnelerin yer değiştirdiğini, algının ters döndüğünü fark ediyorsun.
Ve sonunda — bam!
Gerçeği öğrendiğinde, karakterle beraber sen de bir boşluğa düşüyorsun.
Leonard şöyle diyor:
“Hareketlerimin hâlâ bir anlamı olduğuna inanmalıyım.
Onları hatırlayamasam bile.”
İşte bu cümle, filmin özeti.
Hayatta kalmanın yolu, bazen kendini kandırmaktan geçiyor.
Bu film, beyninle savaş açıyor — ve yenilmek, zevkli hale geliyor.
⚡ Neden Memento Efsane Oldu?
-
Çünkü Nolan, zamanı bir karakter gibi kullanıyor.
-
Çünkü Guy Pearce, her sahnede “hafızasını değil, kimliğini arayan adamı” yaşıyor.
-
Ve çünkü bu film, sinemanın nereye kadar gidebileceğini gösteriyor.
Her izleyişinde farklı bir detay fark ediyorsun.
O yüzden “Keşke hafızam silinse de yeniden izleyebilsem” cümlesi bu filmle özdeşleşti.
🎤 Son Söz:
Eğer bugün “hangi filmi izlesem?” diyorsan ve beynin biraz yanmaya razıysa,
ışıkları kapat, kahveni koy ve Memento’yu aç.
Bu film, sadece bir intikam hikayesi değil — zamanın, hafızanın ve benliğin çarpışması.
Ve emin ol…
İzledikten sonra kendi anılarına bile güvenemeyeceksin.

Yorumlar
Yorum Gönder